© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
www.benimyemekkitabim.com
Balıkçı bana:
— At şu kafaları
martıya, dedi.
Nasıl yutuyordu martı,
görmeye değer. İştahlı insanlar gibi iştahlı martılar da oluyor. İnsanı
tiksindiriyor. Ben yemeğini gizlice yiyen insandan hoşlanırım. O insanlar bir
ağaç altına oturur, paketini açar, ne yediğini bile bilmezsin. Belki ağızlarını
şapırdatırlar, belki iştahla da yerler ama, yanlarından biri geçse suç üstü
yakalanmış gibi utanırlar.
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
Balıkçı:
— Çok açgözlüdür,
dedi. Bu huyunu sevmem ama, martı bu. Bu martı mahluku doymak nedir bilmez.
— İnsan gibi, dedim.
— Yok, dedi, insana
taş atma, insandan insana fark vardır, tokgözlüsü de olur.
— Ama, azdır.
— Çoktur, dedi.
Karları erimemiş
Uludağ tepelerini gösterdi.
— Bu taraflarda, dedi.
Oltaları atmıştık.
Şimdi balıkçı durmadan konuşuyordu. Sanki benim "insan geveze ise balıkçı
değildir" müşahedemi bana çok görmüştü.
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
— Yemek yerken utanan
köylü çok gördüm. Ayıpmış gibi yemek yiyorlardı. Sonra sofrasındaki ıstakozu
ağzını açmadan kibarcasına, martıdan daha çabuk tüketen beyler de gördüm.
Kibarlığına kibar yiyorlardı: Ağızlarını şapırdatmadan, yalnız çenelerini
oynatarak... Ama o çeneye biraz dikkat etsen korkardın. Ne korkunç şeylerdi.
Çene değil makine. Makine değil, değirmen.
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
Topal martı
etrafımızda dört dönüyordu.
— Bunun başka ahbap
sandalları da olmalı Barba?
— Olmaz olur mu?
— Hepsinin de huyunu
bilmesi gerek.
— Bilmez olur mu?
— Bir martı için bu
kadar politika...
Balıkçı, çürük
dişlerini açtı. Ta küçük dilini gördüm.
— Gırtlak... Boğaz...
dedi.
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
Yine sustuk. O oltasını
tartıyordu. Ben yine bu oltanın önce hızlı hızlı, sonra ağır aksak benimle
beraber battığı, derinliklere doğru nefessiz daldığım düşüncesine kapıldım.
Buradan şu mavi mahlukun ezgisinden kurtulsam da karada rahat rahat nefes ala
ala ölsem, dedim kafamın içinden.
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
Balıkçı konuşmamaktan balık beklemekten ne
kadar hoşlanırsa hoşlansın, yalnız kendini düşünmediğini, beni unutmadığını
belli eden isteksiz bir gevezelikle konuşmaya başladı:
— Sular fena, dedi,
sen de fena oluyorsun denizde... Biraz sonra döneriz, üzülme...
© 2019 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır |
Sait Faik
Abasıyanık
Alemdağda Var
Bir Yılan “İki Kişiye Bir Hikaye”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder